EVEEEEEEEEEEEEEEET

hani gündüz kuşağı kadın program sunucuları uzuun reklamlardan sonra tv ye bakıp ilk söyleyecek birşey bulamazlar da hemen bi eeeeeeeeevet i yapıştırıverirler ya..he benimki de ondan işte...Eveeeeeettt !
aylar sonra nihayet yazacak mecal buldum kendimde..
dört ayda insan büyür mü büyür.. dört ayda insan çok değişir mi değişir.. dört ayda insan büyük kararlar alır mı alır.. dört ayda insan bambaşka başlangıçlar yapar mı yapar..
işte bu değişikliklerle, kafamdaki kararların gelecek tahminlerini boğuştururken çok uzaklaşamadım yine burdayım tepemde sıcak su torbasıyla..
yaşadığım büyük bi kayıp,içimdeki kocaman boşluk belki de boynumdaki şiddetlenerek artan gerginliğin sebebidir.. Yine de tutunucaz yine de bi ışık bulucaz hayatı eğlenceli hale getirmek için..
Eskiden zamanın çabuk geçtiğini söyleyince insanlar, anlamadan bakardım şimdi çok daha iyi anlıyorum yaş aldıkça tüm parçalar oturuyor yaşamda.. Her bir puzzle parçası çok şeyler alarak geliyor büyük resime ..
Tamam tamam yeter bu kadar derin sorgu dön özüne viverline bu postu böyle harcayamazsın..
Ruh halimin karışık hallerini, o parçaların oturmasını hep resmediyorum ben, kendi çapımda tabi :)  devamı viverline tumblr'da bi bakın derim :)                                                                                                                                                                                                                                                                   

ruh halimin durumunu gördükten sonra korkmayın korkmayın :)) ilk kez güneş gören  ineklerin videosundaki gibi eğlenceli hallerim, çizimlerim yakındır a dostlar.. inek demişken kendileri ile pek haşır neşir olduğumdandır betimlemelere giriverdiler :)

Son iki ayda sanırım yirmibeş yıllık yaşantımda görmediğim kadar hayvanı bir arada görme şansına eriştim.. Ben diyim angus siz deyin midilli öteki kirpi beriki fare desin kurbağa kedi köpek yılan fasülyeden :)


not : ilk kez güneş gören inek nasıl mı olur izleyin de görün!!

yeni hobim

Heyy ben yeni bi hobi edindim...!
normalde resime hiç yeteneğim yoktur o yüzden hiç ilgilenmezdim ama can arkadaşımın sayesinde şöle bi deneyim dedim,daha önce sizlere linebrush çizim programından bahsetmiştim gerçi ben eşim için yüklemiştim uygulamayı ama kendimi çizimler yaparken buldum..
sanat eserleri beklemeyin efenim tamamen viverline özgünlüğünde terazi burcunun karışık ruh halini anlatan eserler çıkıyor ortaya.. Kendime çok gülüyorum hiç bu kadar sanata sarmamıştım.
eserlerim için kendime bi tumblr hesabı açtım.. hadi bi ziyaret edin derim buraya tıklayarak.

bu benim ilk denemem ; kalbim sıkıştı :)

cilde iyi gelen güzel tatlar var :)

Aylardır haftanın güzellik tavsiyesi vermemenin günahını çıkartıyorum ve denediğim ,çok olumlu etkiler aldığım ayrıca severek yediğim tatları paylaşıyorum... (tabi cildinize süreceksiniz )

İlk olarak şunu belirteyim çevremde herkesin bu aralar cildi ile problemleri var tavsiyeler birikince şöyle bi toplayayım dedim.

1. Kozmetik ürünlerden olabildiğince uzak duruyoruz hem temizlik hem makyaj ürünleri için söylüyorum oldu ki kullanmak zorundasınız sakın temizlemeden yatmayın siyah nokta davetiyesi çıkarmayın gereksiz yere!!


2. Şimdi daha öncede paylaştığım bir karışımı tekrarlıyorum özellikle akneli ve lekeli ciltler için.. İksirimiz maden suyu ve elma sirkesinden oluşuyor. İkisinden de bir kahve fincanı alıp bir şişeye doldurun akşam yatmadan ve sabah kalktığınızda pamukla yüzünüze sürün, bir hafta içinde etkisini görürsünüz. ( çok sivilceli cildiniz varsa günde 3 kere tekrarlayın) Alerjiniz oluşursa devam etmeyin.. Elma sirkesinin temizleyici özelliği sayesinde akne oluşumu engelleniyor ve lekeleri açıyor maden suyu da cildimizi gözenekleri sıkılaştırıyor.. Ben etkisini oldukça olumlu aldım.

3. Siyah noktalardan kurtulmaya devam diyorsak limonun etkisini geçemeyeceğim. Limonu mutfak demirbaşı olarak elinize aldığınız her an birazını burnunuza, alnınıza, çenenize kısaca cildinize şöyle bir gezdirin hafif yakar eğer alerjik bir durum yoksa devam edin hergün temizleyin cildinizde aknelerde ciddi bir kuruma olacak.(suyunu sıkıp pamuklada sürebilirsiniz tabi). Siyah noktalarla beraber cildi de kurutur unutmayın ...

4. Cildi bu kadar kuruttuk,temizledik şimdi nemlendirelim. En iyi nemlendirici muz ve baldır arkadaşlar. Haftada bir biraz muzu ezip bir çay kaşığı balla karıştırın yüzünüzde bekletin bir 20 dakika kadar. İşte doğal nemlendirici krem.
***gece yatmadan önce dudaklarınıza bal sürüp yatın sabah çatlamış kurumuş dudaktan eser kalmıyor inanın...

Evet arkadaşlar şimdilik bu kadar. Maden suyundan muza kadar yok yok biraz yemek tarifine döndü bazıları sevmez böyle şeyleri ancak denedikten sonra , pahalı ürünlerin yapamadıklarını yapınca , ne demek istediğimi anlayacaksınız.. Hem hesaplı , hem kolay.. Tabi bunları bir gün yapıp tepki beklemeyin cildinizden;düzenli yapın,alışkanlık haline getirin.
Ayrıca bu saydıklarımın hepsini zevkle yiyoruz :) Kim demiş bilmiyorum ama 'yemediğiniz şeyi yüzünüze sürmeyin' doğru demiş...
Denedikten sonra yorumlarınızı bekliyorum hadi bakalım :)

dünyam netleşince..

daha bi mutluyum sanki :) gözler çizildiği için yazamadım bi türlü, bugün bi hafta oldu ve inanın çok rahatladım dünyam aydınlandı :) Şuan bu kadar rahat konuşabiliyorum, operasyon günü gözümdeki yanma ve batmadan isyanlardaydım neyse lazer yaptıracaklar varsa korkutmak istemem:)
Bloga o kadar alışmışım ki yazamadım diye kendimi suçlu hissetmeye başladım. Neyse bu suçluluktan Sezen Aksu'yla arınıyorum :) Herkese bu kadar cesur cümleler sarfetmesini dileyerek ...


Bu hafta canımın fazla acıması sebebi ile sanırım ağrılara kafayı taktım.. Daha önce Şanal Günseli'den duyduğum 'ağrıların dili' ne bir köşe yazısında da rastladım. Bedenimizde hissettiğimiz ağrıların aslında duygusal sebepleri varmış , çok enterasan geldi ve belki de doğru olabilir, en çok muzdarip olduğum şeyden başlayalım ,migrenli biri olarak :
Baş ağrısı: Değersizlik duygusu. Kendini eleştirme. Korku

Değersizlik adına bişey hissettiğimi söyleyemem ama inanın kendimi çok eleştiren bir yapıya sahibim ve hiçbir şekilde buna engel olamam.. Şöyle demek gerekmiş: ''Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Yaptığım şeyleri sevgiyle yapıyorum.''  Bu haftadan sonra bunu sürekli tekrarlayacağım; inanmak ve psikoloji çok önemli. Deneyin birşey kaybetmezsiniz,özellikle migrenle yaşayanlar:)

Boyun ağrıları: Soruna bir başka açıdan bakmayı reddetmek. İnatçılık, esnek olmamak.

Şiddetli boyun ağrısı çeken bir eşim olduğu için hemen bu ağrının sebebine baktım ve bu da tutuyor. Kendisi çok inatçı olduğu için şöyle demesi gerekmiş : ''Bir şeyi yapmanın pek çok yolu var. Esneklikle,konuyu her açıdan görebiliyorum.'' 
Okuduğum yazıda Berna Laçin diğer hastalıklarıda yazmış, buradan okuyabilirsiniz.

Bakalım sizde kendinizle alakalı birşey bulabilecek misiniz ?

#herguneyenibircay

İster işte, ister evde ,ister okulda olsun hemen hemen herkes her gün mutlaka kendini çay içerken bulur bilgisayar başında,ders dinlerken,tv karşısında,kitap okurken,laklak yaparken:) o nedenle #herguneyenibircay diyorum bu aralar çaya anlam katıyor kalan bu resimler :=)

haberler bende :)

Son günlerde en severek , çok çok severek yaptığım iş blog yazmak oldu..

O yüzden bu hafta fazla birikince kendimi yine ekran karşısında, bu yağmurlu havada gül kokulu mumlarımla birlikte Buika - La Falsa Moneda dinleyerek , aklımdakileri yazarken buldum...

Blog kervanına katılan çok yakın dostlarım var bu arada..
Bilginar ve Nehir de çok yaratıcı bloglar yapmış, ikisinin de bloguna bayıldım...

Takip etmek gerek hem güzel hem yaratıcı hem akıllı insanları dimi ama ?

Nehirim'in blogu http://tezligelin.blogspot.com/ çok eğlenceli olmuş bayıldımmm :) iş, evlilik koşturmacası , tez hazırlama derken kendini blog yazarken buldu sonunda :) çokta iyi oldu..




Bu hoş, iç açıcı blogta Bilginarım'ın http://bilginar.blogspot.com/
Süper dimi :)  Canım arkadaşım Erzurum'da ki boş vakitlerinde kendini bloga verdi :) çokta güzel oldu..

Bu arada kendisinin çizimlerine bayılıyorum.. Çok yaratıcı ve rengarenk resimler görüceksiniz blogunda..
Çizim yaptığı uygulamalardan biri LineBrush .. Bende indirdim bu programı eşim için.. gelecek postlarda paylaşırım onun denemelerini...

Baktım da geçen sene blogumda sürekli 'haftanın güzellik tavsiyesi'  paylaşmışım en kısa zamanda yine başlıcam  bekleyin şimdilik bu kadar ...

Buika'dan No habrá nadie en el mundo ile bitiriyorum  buyrun sizde dinleyin...

Bahar gelince ...

 
İnsanın içi kıpır kıpır oluyor, doğada çoşmaya başlıyor.. Bahçeler,yollar,sahiller renklendi gözümüz gönlümüz açıldı bu kıştan sonra... Bu havalarda yapılacak en iyi iş bol yürüyüş..

Hem Hipokrat boşuna dememiş; 'uzun yol yürüyen, uzun yaşar.'


 Bu arada kahve tiryakisi biri olarak instagramımda her #gununkahvesi ni resmediyorum ve çok beğendiğim bir blogger olan Billur Saatçi'nin günün kahvesi instagramını ve blogunu takip ediyorum tavsiye ederim..
Kahve muhabbetimi Bach'ın Kahve Kantatı ile bitiriyorum :
"Ah, kahve ne tatlı,
binlerce öpücükten daha tatlı,
muscat şarabından daha yumuşak,
kahve, kahve onsuz olamam;
Eğer bana bir şey ikram edecekseniz
ah, o zaman bana kahve veriniz!"

Daha önce ismini çok duyup bir türlü izleyemediğim 'koku' filmini bu hafta izleyebildim bir arkadaşımın yoğun tavsiyesi üzerine. Kitabını okumamıştım, film gerçekten çok güzel işlenmiş ama bazı sahnelerde ellerimi sıkmaktan gerim gerim gerilmekten sıkıldım.. On üç tane -ortak özelliği güzellikleri olan- kızı öldürüp kokularından dünyanın en güzel kokusunu yapan bir katili anlatıyor..
Yazarın -Patrick Süskind- çok uçuk bir hayal gücü varmış gerçekten.

**Bu arada bir parfüm için ne işlemler yapılıyormuş inanın şaşırdım; bir küçük şişe gül yağı için tonlarca gül gerekiyormuş.

gününüz güzel geçsin