19 Mart 2013 Salı

Bahar gelince ...

 
İnsanın içi kıpır kıpır oluyor, doğada çoşmaya başlıyor.. Bahçeler,yollar,sahiller renklendi gözümüz gönlümüz açıldı bu kıştan sonra... Bu havalarda yapılacak en iyi iş bol yürüyüş..

Hem Hipokrat boşuna dememiş; 'uzun yol yürüyen, uzun yaşar.'


 Bu arada kahve tiryakisi biri olarak instagramımda her #gununkahvesi ni resmediyorum ve çok beğendiğim bir blogger olan Billur Saatçi'nin günün kahvesi instagramını ve blogunu takip ediyorum tavsiye ederim..
Kahve muhabbetimi Bach'ın Kahve Kantatı ile bitiriyorum :
"Ah, kahve ne tatlı,
binlerce öpücükten daha tatlı,
muscat şarabından daha yumuşak,
kahve, kahve onsuz olamam;
Eğer bana bir şey ikram edecekseniz
ah, o zaman bana kahve veriniz!"


Daha önce ismini çok duyup bir türlü izleyemediğim 'koku' filmini bu hafta izleyebildim bir arkadaşımın yoğun tavsiyesi üzerine. Kitabını okumamıştım, film gerçekten çok güzel işlenmiş ama bazı sahnelerde ellerimi sıkmaktan gerim gerim gerilmekten sıkıldım.. On üç tane -ortak özelliği güzellikleri olan- kızı öldürüp kokularından dünyanın en güzel kokusunu yapan bir katili anlatıyor..
Yazarın -Patrick Süskind- çok uçuk bir hayal gücü varmış gerçekten.
**Bu arada bir parfüm için ne işlemler yapılıyormuş inanın şaşırdım; bir küçük şişe gül yağı için tonlarca gül gerekiyormuş.


gününüz güzel geçsin                                      

2 yorum:

  1. Koku deyince aklıma bir zamanlar "kendi parfümümü yapma" hevesim geldi :) kokucuk.com diye bir site bulduydum, parfüm notalarında kullanılan esanslar satılıyor ayrı ayrı, parfüm yapım atölyesi de varmış. Ciddi ciddi araştırdıydım falan ama sonra tabi sonraya erteledim.Heves olarak kaldı :) İlgilenen varsa belki faydalanabilir.

    YanıtlaSil
  2. aa süpermiş ilk kez duyuyorum hemen bakıcam kulağa çok hoş geliyor kendi parfümümüzü yapmak :)

    YanıtlaSil